bebekle tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebekle tatil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2017 Salı

Bebekle tatil - Bebeğim tatilde ne yiyecek?

Çok gezenti bir aile olarak biz, bebeğimiz doğduktan sonra da gezmelerden geri kalmadık. Tatillerimiz, mevsim dolayısıyla ek gıda sonrası döneme denk geldi. Dolayısıyla tatil hazırlığında beni en çok zorlayan, ‘bebeğim ne yiyecek?’ sorusu oldu. Eğer tatile çıkmayı planlıyorsanız ve aklınızda aynı soru varsa tecrübelerimle size yardımcı olabileceğimi düşünüyorum. 
Biz geçen yaz Mert’le her türlü konaklama seçeneğini deneme imkanı bulduk. Mert 7 aylıkken 4 gün İstanbul-Edirne gezisi yaptık, babaanne-dede de bize eşlik etti, kaldığımız otel sadece konaklamayı içeriyordu her gün farklı yerde kahvaltı yapmak için öyle tercih etmiştik. Daha sonra Mert 8,5 aylıkken 3 gün Mersin’e gittik, burada sadece açık büfe kahvaltımız vardı. Esas tatilimizi de Mert 9 aylıkken Belek’te bebek dostu bir otelde yine babaanne-dedeyle yaptık.

tatilde bebek beslenmesi


Bebek dostu otel seçmemin tek nedeni, ne yiyecek telaşıydı, aşağıda bebek dostu otel büfelerinde ne bulunur ayrıntılı anlatacağım. Tam yazı bitirdik derken de Mert 10 aylıkken ani bir kararla 4 günlüğüne Kıbrıs’a gidiverdik üstelik sadece üçümüz, burada otelimiz tam pansiyondu. Mert yaklaşık 1 yaşındayken de 2 günlüğüne Tekirdağ’a gittik, burada sadece kahvaltı dahil konakladık.  Ayrıca Mert 3 aylık olduğundan beri sayısız kere arabayla Ankara-Niğde arası gitgel yaptık ve hala da yapıyoruz maalesef. Bütün bu tecrübelerime dayanarak bebeğe tatilde, yolculukta ne yedirilir, nasıl yedirilir konusunda birkaç kelam etmek istiyorum. Öncelikle tatilde yemek konusunda biraz daha esnek olmakta fayda var. Evde bebeğimize her şeyin özellikle de yumurtanın organiğini yedirmeye çalışıyoruz, yemeklerine tuz, şeker, salça katmıyoruz. Ama gerçekçi olalım, evdeki bu şartları tatilde de tamamen sürdürebilmemiz imkansız. Mesela hiçbir otelin organik yumurta kullandığını sanmıyorum. Bu nedenle hiç kasmaya gerek yok, bebeğiniz 1 hafta organik yerine normal yumurta yese, yoğurdu ev yoğurdu olmasa, yemeklerinde azıcık tuz olsa bir şey olmaz.

Şimdi öncelikle, tatilde ve/veya yolculukta lazım olabilecek beslenme gereçlerine bir göz gezdirelim:

  •         Termal çanta: Ek gıdaya geçtikten sonra bence mutlaka gerekli, seyahate çıkmasanız bile dışarıda yedirirken yemeğini ve beslenme gereçlerini taşımak için lazım oluyor. Ben hepsiburadadan almıştım. Markası baby polar gear, fiyatı da uygundu, tavsiye ederim oldukça kullanışlı.
                                                    bebek beslenme çantası
  •       Mama termosu: Ben ebebekten baby&plus marka almıştım, çorbaları falan gerçekten sıcak tutuyor. Dışarıda yemesi gerektiğinde yemeğini ısıtıp bu termosa koyuyorum. Bu termoslar, sıcak havalarda yoğurt taşımak için de çok pratik. Kışın yoğurdunu, mayaladığım küçük kavanozda yanıma alıyorum ama yazın bu şekilde ekşiyebilir. Özellikle molada falan yedirecekseniz yoğurdu, direkt mama termosunda mayalayabilirsiniz bu şekilde daha az sulanmış olur.
                                                        ebebek mama termosu
  •     Kaşık: Ben yaklaşık 1 yaşına kadar kendi kaşıklarından taşıdım yanımda ama sonrasında normal metal tatlı kaşığına geçtim.
  •                  Pipet: Siz siz olun bebeğinize bir an önce pipetle içmeyi öğretin. Ben 9. Ayda öğrettim ve özellikle yoğurt yedirirken çok rahat ettim. Mert, öğrendiğinden beri yoğurdu pipetle içiyor. Bu şekilde ağzını açtı derdi yok, bütün yüzü yoğurda bulanmamış oluyor, dökülmüyor ve daha çabuk bitiyor. Üstelik yanında yediği yemeği de daha kolay yutmasını sağlıyor. Özellikle araba yolculuğunda çok pratik, hiç etraf batmadan yoğurdu dayayabilirsiniz😊 Bu arada bizimki sadece yoğurdu ve suyu pipetle içiyor. Çorba, meyve suyu, ıhlamur vs. denedim ama üfürerek balonlar çıkartmayı tercih etti. Sizin ki içerse ne alaJ Ev yoğurdunu hiç sulandırmadan veriyorum, mayaladığım küçük kavanoza pipeti daldırıyorum, çok rahat içiyor. Seyahatte süzme yoğurt tarzında koyu kıvamlı bir yoğurt denk gelirse biraz sulandırıyorum. Pipetlerin başı bükülebilenleri daha rahat oluyor, genelde uzun olduğu için biraz kısaltıyorum, benim çantamda her daim mevcut. Otellerde, restaurantlarda tabii ki var ama yolda lazım olabiliyor.
  •    Önlük
  •    Suluk
  •    Boş küçük kavanoz: Açık büfeden daha sonra yedirmek için yoğurt vs. alırken kullanabilirsiniz
  •    Buzdolabı poşetleri: Yine açık büfeden kek, kurabiye, meyve vs. alırsanız taşımak için kullanabilirsiniz.
  •    Meyve bıçağı: Yolda kesmeniz gereken bir meyve verecekseniz gerekli olabilir, termal çantanıza atın bir tane.
  •    Meyve-sebze filesi: Eğer 6-8 ay arası bebeğiniz varsa fayda görebileceğiniz bir ürün kendisi. Daha uzun kullanan bebekler de vardır belki ama benimki 8 aylıktan sonra file istemedi zaten bu dönemde pütürlü yemeye başlamıştı ihtiyacı kalmadı. Ben 5,5 ay civarında meyveleri ve buharda haşladığım sebzeleri sadece tadını alsın diye filenin
    mycey meyve sebze filesi
    içine koyup vermeye başladım. Sebzelerle pek ilgilenmedi ama meyvelere, özellikle elma ve şeftaliye delirdi. Bence faydalı bir ürün, bebeğiniz hem aspirasyon riski olmadan yiyeceklerin tadını alıyor, hem çiğnemeyi öğreniyor, hem diş çıkarma döneminde kemirerek rahatlıyor, hem de el motor becerilerine katkısı var. Ben İstanbul seyahatinde bunu kullanmıştım, seyahatlerde de pratik oluyor, yolda bebeğinizi oyalamak için de kullanabilirsiniz. Elma, armut, kayısı, şeftali bu şekilde verdiğimi hatırladığım meyveler.
  • Cam rende: Ben 2-3 kere yanımda taşıdım ama hiç kullanmadım. Bebeğiniz meyve püresi seviyorsa yanınıza almayı düşünebilirsiniz.

Gerekli malzemeleri yanımıza aldıktan sonra öğünlerde neler yedirebileceğimizi konuşabiliriz. Öncelikle benim için günün en önemli öğünü olan kahvaltıdan başlayalım;

Kahvaltı:
Kahvaltıyı bulamaç ve normal kahvaltı olarak ikiye ayırmakta fayda var. İstanbul’a gittiğimiz dönemde Mert kahvaltıda bulamaç yiyordu. Evdeyken Hipp’in yulaflı ek gıdasını kendi sütümle hazırlayıp içine genelde tereyağı, yumurta sarısı, pekmez, lor peyniri, ceviz tozu koyuyordum. O dönemde Mert kahvaltısını 8-8.30 gibi erken bir saatte yaptığı için ona, otel odasında kahvaltı hazırlamak durumunda kaldım. Sonrasında da onu uyutup, biz dışarıda normal bir saatte kahvaltı yapıyorduk, eğer uyanırsa bizim kahvaltımızdan da bir şeyler veriyorduk. Seyahatte süt sağmakla uğraşmak istemediğim için yanıma su ile hazırlanan ek gıda karışımlarından aldım (Aptamil sütlü pirinçli, tam tahıllı kuş üzümlü), otel odasında bunu hazırlayıp içine getirdiğim pekmez ve ceviz tozunu (cevizi, biz Mert alerjik bir bebek olmadığı için 7 aydan sonra kullanmaya başladık ama bu konuda farklı görüşler var, lütfen vermeden önce doktorunuza danışın) katıp yediriyordum. Mevsim yaz olduğu için tereyağı, peynir götürememiştim. İçine hazır meyve pürelerinden kattığım da oldu. Hazır konu açılmışken kavanoz mamalarını, seyahatler gibi zorunlu durumlarda kullandım. Hipp ve Aptamil’in organik olan kavanoz mamalarını tercih ettim. Bir sorun yaşamadık. Kavanoz mamalarının kahvaltı olarak verilebilecek tahıl içeren çeşitleri de var, örneğin hipp üzümlü-elmalı-pirinçli ve aptamil yulaflı meyveli, kahvaltı hazırlama imkanınız yoksa direkt bunları da verebilirsiniz. Bir diğer kahvaltı alternatifi de yulaf ezmesi, bebeğiniz artık bu tarz hafif pütürlü yiyecekleri yutabilecek kıvama gelmişse yulaf ezmeli-meyveli karışımları kahvaltıda verebilirsiniz. İki anne bir mutfaktan öğrendiğim bu tarifi, zannedersem 8-11 aylar arasında önce ara öğün sonra da kahvaltıya destek olarak sık sık değişik meyvelerle (armut, elma, kuru kayısı, mürdüm eriği vs.) yaptım, tarife ilave olarak ceviz tozu da katıyordum. Mesela yolda kahvaltı ettirmeniz gerekiyorsa ama hazır kavanoz maması da kullanmak istemiyorsanız, evde bu mamayı yapıp yanınıza alabilirsiniz. Ben Kıbrıs’a giderken öyle yaptım, kahvaltıyı havaalanında yaptırmam gerekiyordu, bu mamayı hazırlayıp orada yedirdim. Yulaf ezmesi, çoğu otelin açık büfesinde pişmiş olarak da yer almakta, buna cam rendeyle hazırladığınız meyve püresi ilave ederek bebeğinize yedirebilirsiniz. Eğer pişmiş olarak yoksa kahvaltılık gevrek bölümünde muhakkak bulunan yulaf ezmesini, üzerine sıcak su ekleyip beklemek suretiyle çabucak pişmiş hale getirebilirsiniz. Hazır açık büfeye geçiş yapmışken, eğer otelde kahvaltınız varsa ve bebeğiniz bulamaç yiyorsa kahvaltı karışımına zaten istediğinizi ilave edebilirsiniz. Mesela bizim Mersin’deki otelde çok güzel bir kahvaltımız vardı ve Mert’in karışımına bir sürü güzel şey kattım ama Mert hiç yemedi, onun yerine babasının omletinden yedi. O zaman anladım ki beyefendi artık bulamaç yemek istemiyor, o günden sonra zaten ara ara tattırdığımız normal kahvaltılıklara geçiş yaptık. Normal kahvaltıda zaten evde ne veriyorsanız, açık büfelerde çok daha fazla seçenek bulunmakta. Yumurtayı omlet şeklinde yaptırabilirsiniz, dilediğiniz dakikada haşlanmış yumurta alırsınız ya da sahanda göz göz kırdırabilirsiniz. Hatta nasıl olsa parasını ödediniz,  hepsinden alın gitsin artık kuzucuk hangisini severse ondan yer😆. Yalnız omlet yaptırırken dikkat edin daha önce kırılmış yumurta karışımından döküyorlar ve ne olduğu belirsiz bir sıvı yağ kullanıyorlar. Siz, bebek için olduğunu söyleyip, yeni yumurta kırılmasını rica edin ve sıvı yağ yerine büfeden aldığınız tereyağ ile yapılmasını isteyin. Diğer kahvaltılıklardan bahsetmek gerekirse az tuzlu peynir ve zeytinler genellikle büfelerde bulunmakta. Bebeğinizin ayına uygunsa börek çeşitlerinden verebilirsiniz. Mesela Mert, ıspanaklı böreği çok seviyor. Bazen yiyebilecekleri güzel kekler çıkıyor, eğer sevdiyse ara öğün için de çantanıza atabilirsiniz. Bazen büfede olmayan ürünleri de bebek için olduğunu söyleyince mutfaktan getiriyorlar. Bizim gittiğimiz bebek dostu otelin büfesinde kuru incir, kuru kayısı yoktu ama biz Mert’e kabız olduğu için yediriyorduk (yedirmeye çalışıyorduk😊), rica ettik bir sürü getirdiler.

Öğle/Akşam Yemeği:
Gelelim ana yemeğe; ben Mert’e 9 aylıktan sonra akşam yemeğine başladım. Öncesinde kahvaltı, öğle yemeği, ikindi ara öğünü ve meme şeklinde besliyordum. İstanbul ve Mersin seyahatlerimizde öğle yemeğimiz yoktu; bu nedenle bu öğünde kavanoz mamaları kullandım. En çok kullandıklarım Aptamil organik yeşil fasulye domates ve Hipp karışık sebze püresiydi. Henüz küçük olduğu için dışarıda ona uygun bir şey bulamayacağımı düşünerek böyle yaptım. Tekirdağ’da ise Mert artık her şeyi yiyebilir hale geldiği için kavanoz maması almadım yanıma; biz ne yiyorsak onu yedi; balık, köfte, mercimek çorbası, sebze çorbası ile öğünleri kurtardık. Gelelim bebek dostu otelde bebeğe ne yedirilir konusuna; ilk defa bebek sahibi olan aileler doğal olarak daha önceki tatillerinde otellerin çocuk büfesinde neler olur hiç dikkat etmiyor. Ben size bizimkinde neler vardı anlatayım; genelde her öğle ve akşam yemeğinde fiks olarak şehriyeli sebze çorbası ve kendi haşlanma suları içinde haşlanmış patates, havuç, kabak, tavuk ve dana eti vardı. Sadece birkaç kere brokoliye ve balığa rastladım. Bunları çekebileceğiniz 2 adet blender vardı ve daima temiz tutuluyordu. Mikrodalga fırın vardı. Bunun dışında daha büyük çocukların yediği spagetti, sosis, patates kızartması, kroket şeklinde yemekler vardı. Bizim otelde kavanoz mamaları yoktu, bazı otellerde varmış. Bebek dostluğu bundan ibaret yani. Bir de kırılmayan cici tabaklar var😊. Peki ben neler yedirdim. İlk günler bebek büfesindeki sebze ve dana etinden püreler yaptım, malum nedenlerden tavuk hiç almadım. Sonra baktım bu büfedekiler her öğün aynı, tabii her gün de aynı şey yenmez, bizim büfeye geçiş yaptım. Balık, köfte, pirinç pilavı ve tabii ki yoğurt favorilerim oldu. Mert ilk defa balığı ve makarnayı burada yedi. Önce kendim tadına bakarak, yiyebileceği şeyleri doldurdum tabağına. Bizim büfedeki çorbalar da güzel bir seçenek ama genelde çok sulu oluyor, yedirmesi zor oluyor, bu çorbaların kıvamını ve besleyiciliğini bebek büfesindeki et ve sebzelerle blenderda çekerek artırabilirsiniz. Diğer bir alternatif zeytinyağlılar; mevsiminde olan zeytinyağlıları blenderda çekerek veya ezerek verebilirsiniz (ör: yaz için zeytinyağlı taze fasulye). Patates püresi de güzel bir seçenek ben Mert’in kabızlığı nedeniyle hiç veremedim ama genelde hep açık büfelerde bulunur. Eğer otelinizde bebek büfesi yoksa diyet büfeleri de bence aynı işi görür hiç telaş etmeyin. Yine de endişeniz varsa yanınıza kavanoz maması alıverin.

Ara Öğün:
Ben ilk seyahatlerimizde ara öğünde, meyve püresi olan kavanoz mamalarından kullandım, yanımda getirdiğim veya kahvaltılardan aldığım meyveleri file içinde veya daha büyüdüğünde keserek  verdim. Kendi yaptığım bisküvilerden aldım yanıma, bazen bunlardan yedi. Akşam yemeğine başlayınca ara öğün vereceğim diye kasmadım zaten, yanımda uygun bir şeyler varsa verdim. Mesela Kıbrıs’taki otelin kahvaltısında çok güzel havuçlu kekleri vardı, Mert çok sevince yanıma alıp ikindide verdim. Eğer ara öğünü önemsiyorsanız en iyisi kahvaltı veya öğle yemeğinden yoğurt, meyve, kek, kurabiye vs. temin etmek. Meyveleri püre halinde veriyorsanız yanınızda bir cam rende götürmeniz faydalı olur. Tabii blenderda da çekebilirsiniz hatta meyveli yoğurt, smoothie vs de hazırlayabilirsiniz. Ara öğün için kuru meyveler de güzel bir seçenek.

Yolculuk:
Bebekle yolculuk gerçekten çok zor, özellikle hareketli bebeklerle😓. Ama arabada bir şeyler yiyebilir hale geldikten sonra biraz daha kolaylaştı sanki. Hiç olmazsa arıza çıkarmadan biraz daha oyalanabiliyor. Peki arabada yiyeceği atıştırmalık ne verilebilir. Öncelikle dökülmeyen, saçılmayan bir şey olmasına dikkat edin. Yukarıda bahsettiğim gibi yoğurt, meyve suyu gibi içecek bir şey verecekseniz pipetle verin. Kuru meyveler iyi bir alternatif. Dut kurusu bizimkinin favorisi, bu aralar hep yanımda taşıyorum. Kuru üzüm sevmedi, anasına çekmiş😊. Biraz yapış yapış olur ama kuru kayısı, incir de verilebilir. Yaş meyvelerden ise bir yolculukta üzümü keserek verdiğimi ve bu şekilde baya oyalandığını hatırlıyorum. Eğer yemeye alışkınsa ayıklanmış nar, bu mevsimde uygun olabilir. Yolculukların olmazsa olmazı da bisküvi tabii ki. Evde yaptığımdan da alıyorum, Hipp’in organik bisküvisinden de. Ama itiraf edeyim ki benim yaptıklarım Hipp’inkiler gibi ağızda erimiyor. Bu nedenle Hipp’inkileri daha kolay yiyor ve daha çok seviyor. Üstelik bunlar hemen ağızda eridiği için pek dökülmüyor da. Ama içinde şeker olduğu için bunu sadece arabada, pusette oyalamak için veriyorum. Arabada çok arıza çıkardığı, hiçbir şekilde susturamadığım durumlar için de bir joker taşıyorum yanımda; kornet külah😎 Bir kere Mado’da garson vermişti, bizimki çıldırdı. Niğde-Ankara arası Aksaray’da bir Mado var, molada 2 külah alıyorum. Arızaya bağlarsa veriyorum. Biliyorum şekerli ama arabada katılarak ağlaması kadar kötü değildir diye düşünüyorum😌.
Eveet benim söyleyeceklerim aşağı yukarı bundan ibaret. Size tavsiyem, bebeğim ne yiyecek diye tatilinizden geri kalmayın. Rahat olun muhakkak açık büfede bebeğinize yedirebilecek bir şeyler bulursunuz. Hem bebekler tatilde evdekinden daha iyi yiyorlar, en azından bizim öyle oldu. Normalde iştahsız bir bebek olan Mert, tatilde şaşırtıcı bir şekilde hep çok güzel yedi. Acaba bizim yaptığımız yemekleri mi beğenmiyor😆. Üstelik bence tatilin en güzel tarafı, yemeklerini hazırlamak ve daha da önemlisi döküp saçtıklarını toplamak zorunda olmamamız😉.

İyi tatiller…