2 Kasım 2016 Çarşamba

Bir lohusanın hatıra defteri-2

Eveeet bana 1 ay gibi gelen 1 haftanın sonunda bebişimizi astronotun içine tıktık, sarıp sarmaladık ve doğum yaptığım hastanede randevu aldığımız çocuk doktorumuzun yolunu tuttuk. Bu arada ben de ilk defa dışarı çıkıyordum. Aklımızda birçok soru vardı ama en çok kilosunu merak ediyorduk. Doktorumuz soyup tarttı, hastaneden çıktığımız gün 2700 gr olan Mert, 2830 gr olmuştu boyu da 1 cm uzayarak 50 cm olmuştu. Sarılığı yoktu. Doktorumuz gündüz 3 saatte bir, gece 4 saatte bir besleyebileceğimi söyledi. Emzirme probleminden bahsettik, bize anne sütünün önemini anlattı, mamayı kesmemizi söyledi ve emzirme danışmanı Özgül Hanım’a tekrar başvurmamızı önerdi. Doğum kilosuna henüz ulaşamadığı için 1 hafta sonra tartmak için tekrar gelmemizi istedi. Bu arada işitme testi de yaptırdık, bir problem çıkmadı. Özgül Hanım’ın odasının önüne bir geldik ki bir sürü kişi onu bekliyor. Bir ara göründü, derdimizi anlattık. Bebek aç kalsın dedi. Bir süre beklemenin sonunda Mert ile girdik. Özgül Hanım benim üzerimi çıkarmamı istedi, Mert’i de soydu, tek iç zıbınıyla kaldı. İlk denemede hemen sağ memeyi tutturdu. Haydaaa dedim içimden ben evde uğraşıyorum uğraşıyorum olmuyor, kadın niye geldin bir problem yok diyip gönderecek. Bu arada içeride başka çıplak hastalar ve bebekler de vardı; bir tanesinin tek memesinde süt kanalları tıkanmıştı, Özgül Hanım pompayla beraber masaj yapıyordu. Mert bir 20 dk falan emdi. Sonra gaz çıkarttım, uykuya dalınca Özgül Hanım altını değiştirelim uyansın diğer memeyi deneyelim dedi. Altını değiştirdik. Bu arada diğer hastalar çıkmıştı, eşimi de aldı içeri. Sol meme de o da zorlandı. Hıhh dedim bir problem olduğunu anladı. Ama sonunda becerdi. Sonrasında da bana ne yapmam gerektiğini ayrıntılı olarak meme maketi üstünde gösterdi. Aslında çoğunlukla doğru yapıyormuşum ama bebeğin üstüne eğilmem falan yanlışmış, dik pozisyonda durmalıymışım. Benim de yaptığım gibi çapraz beşik pozisyonunu kullanmamı söyledi.
capraz besik pozisyonu
Çapraz beşik pozisyonu
 Bu pozisyonda eğer sağ meme emzirilecekse sol elinizle bebeğin kafasının arkasından tutuyorsunuz. Sol elinizin baş parmağı bebeğin bir kulağının arkasında, işaret parmağı diğer kulağının arkasında olmalı, başparmak ve işaret parmağı arasındaki ağ, bebeğin boynuna, avuç içiniz kürek kemiklerinin arasına  denk gelmeli. Bu şekilde bebeği elinizle yönlendirebiliyorsunuz. Sağ memenizi de sağ elinizle C tutuşu denilen tutuşla kavrıyorsunuz. Bu tutuşta elinizin başparmağı meme halkasının (areola) üstünde, diğer parmakları meme halkasının altında tutarak memeyi kavrıyorsunuz, yalnız areolanın çok dibinden tutmayın.

 Bu arada bebeğin vücudu da tamamen size dönük olmalı yani bebekle karın karına
c tutusu
C tutuşu
olmalısınız. Tutuş tamamsa şimdi yapmanız gereken sol elinizle kavradığınız bebeği sağ meme başına doğru yönlendirirken sağ elinizle kavradığınız memeyi bebeğin ağzına dayamak. Tabii başarılı olabilmeniz için bebeğin ağzını açması gerekiyor. Genelde meme başını dudak kenarlarına dokundurduğunuzda ağzını açıyor bu veletler. Ama eğer uyku modundaysa memeyi falan gözü görmüyorsa uyandırmak için altını değiştirebilirsiniz, avuç içini okşayabilir, topuklarına vurabilirsiniz ya da biraz acımasızca ama yüzüne su çarpabilirsiniz artık size ve bebeğe hangisi uyarsa. Uyandırdıktan sonra tekrar deneyin, bebek ağzını kocaman açtığında memeyi ağzına tıkıverin. Bazen de aldı zannediyorsunuz ama ememeyip ağzından kaçırıveriyor. Yani biraz uğraş istiyor ama emin olun uğraşmak için en uygun pozisyon bu. Merak etmeyin emzirirken devamlı bu pozisyonda kalmıyorsunuz. Bebek emmeye başladıktan sonra bir süre daha bekleyin sonra ellerinizi yavaşça bebeğin kafasından ve memenizden çekin ve iki elinizi bebeğin sırtında birleştirin, bir eliniz diğer el bileğini kavrasın. Bebeğin kafası emzirdiğiniz taraftaki kolunuza yatacak. Bir diğer deyişle emzirmeye başlayınca nazikçe çapraz beşik tutuşundan beşik tutuşuna geçiş yapın. 
besik pozisyonu
Beşik pozisyonu
Bir de ben emzirirken bebek her durakladığında bırakacak diye korkup çenesini dürtüklüyordum, devamlı dürtmeme gerek yokmuş kısa molalar vermesi normalmiş, mola uzarsa dürtebilirmişim. Eveeet Özgül Hanım bana bunları anlattı, biberon kullanmamamı mecbur kalırsam kaşıkla sütü vermemi söyledi (ama ben dinlemedim çünkü kaşık işini beceremedik). Sorun devam ederse tekrar gelmemi istedi. Süt artırımı için de hurma önerdi.
Sonraki 1 hafta mamayı tamamen kestik ve Özgül Hanım’ın direktifleri doğrultusunda emzirmeye uğraştım, bazen başarılı oldum bazen olamadım, yarım saat uğraştığım kollarımın koptuğu zamanlar oldu. Lohusalık psikolojisinin de etkisiyle niye beceremiyorum diye çok ağladığım oldu. Bu arada yalnız olduğumda daha başarılı olduğumu fark ettim ve yalnız emzirmeye başladım, yanımda birileri varken belki daha çok geriliyordum bebeğe yansıdığı için ememiyordu. Bir de eşimin bir önerisi oldu birkaç kere de öyle emzirebildim belki sizde de işe yarar; bebiş yeni uyandığında çok aç oluyor o ajitasyonla ememeyebiliyor, biraz biberonla süt verip sakinleştirdikten sonra biberonu çekip hemen memeyi dayayınca emebiliyor. Bir de arkadaşım Ceren’in bir önerisi oldu; memeler çok dolu olduğunda meme başı ve halkası da gergin oluyor, bebeğin memeyi kavraması zorlaşıyor; bu durumda memeyi biraz pompayla boşaltıp denendiğinde bebek daha kolay emebiliyor. Sonuçta ben bu önerilerin hepsini gerekli zamanlarda uyguladım ve 2. Haftanın sonunda biberonu bıraktık. Ama memeyi dayadığım gibi emzirir hale hemen gelemedim tabii, her seferinde yaklaşık 5 dk falan uğraşıyordum. Sağ memede daha başarılıydık. Özellikle gece emzirmelerinde daha fazla uğraşmam gerekebiliyordu. Herhalde uyuyunca nasıl emileceğini unutuyordu bebişko. Gece beslemelerinin bir kötü yanı da uyansın diye altını açınca çiş yapması, pipinin üstünü hemen kapatamazsan gece vakti o soğukta üst değiştirmek de cabası. Zaten bu uyuyan bebeği uyandırma işi bence en sevimsiz kısım neymiş şekeri düşermiş. Bence acıksa uyanır ama noolur noolmaz diye uyandırdık işte. O zamanlar biraz büyüsün de uyandırmak zorunda kalmayayım diye düşünüyordum ama biraz büyüyünce bu sefer de kendi uyanmaya başladı zaten, ne kadar da saftrikmişim. Bu arada emzirme yastığı denilen bir alet var hamileyken çok elzemmiş gibi ilk bunu almıştım, bir de nedense gereksiz pahalı. Zaten herhangi bir ürünün önüne ‘emzirme’ ibaresi eklendiğinde fiyatı 3 kat artıyor. Neyse ben bu yastığı hiç kullanamadım ilk günler denedim ama yastığı bacağımın üstüne koyduğumda üstüne de bebişi koyduğumda memeye yine yetişemiyor kendim kaldırmak zorunda kalıyorum e kendim kaldırıyosam bu yastığı niye bacağımın üstünde taşıyorum dedim ve kaldırdım bir kenara. Zaten Özgül Hanımın gösterdiği iki eli bağlama pozisyonuyla çok rahat ettim yastığa falan ihtiyacım kalmadı. Bu arada 4 ay civarı bebiş desteksiz oturmaya başlayınca yastık yine çıktı ortaya ve 1-2 ay iş gördü hiç olmazsa.
2 haftanın bitiminde kontrol için doktorumuzun yolunu tuttuk yine, kilosu tam 3000 gr, boyu 52 cm geldi. Çok şükür doğum kilosunu yakalamış hatta geçmiştik üstelik son hafta hiç mama vermemiştik. İlk defa kendimle bu kadar gurur duymuştum, mutluluktan uçuyordum resmen. Teşekkür için Özgül Hanım’a gittik ama bulamadık maalesef. Bu gazla doktor çıkışı bir de Armada’ya uğradık, değiştirmemiz gereken bir hediye vardı. Bebişle ilk gezmemizi yaptık, çok güzel uyuyunca yemek bile yedik orada. Doğumdan sonra ilk defa mutlu bir gün geçirdim anlayacağınız.

Benim lohusalık daha bitmedi ama yazı yine çok uzadı. Devamı 3. Yazıda

2 yorum: