Merhabalar bu yazımda;
çocuklardaki ev kazalarının düşmelerden sonraki en sık nedeni olan yanıkları önlemek için yapabileceklerimizi, yanıklarda ilk yardımı ve yanık tedavi sürecini basitçe
anlatmaya çalışacağım. Öncelikle ‘Çocuklarımız (ve hatta biz) en çok nasıl yanıyor?’
sorusunun cevabı ile başlayalım. Ben, her hastaya muhakkak neyle yandığını,
olayın nasıl olduğunu sorarım. Cevap çok kesin ve net bir şekilde; sıcak su ve
çay. Milletçe çaya olan derin tutkumuz, yanıkların en büyük nedeni aslında. Peki
ne yapalım çay mı içmeyelim? İçelim elbet ama etrafta çocuk olduğunu
unutmayalım lütfen. Mesela çaydanlığı sofraya getirme alışkanlığımızı bırakalım
artık. Çünkü o sofrada veya yerde piknik tüpünün üstünde duran çaydanlık, bir
şekilde devriliyor. Kanımca sırf bu hareketle bile pek çok yanık önlenebilir. Üstelik
içindeki sıcak sıvı miktarı fazla olduğu için çaydanlık yanıklarında, hem yanan
alan daha geniş oluyor hem de daha derin yanıklar oluşabiliyor.
Peki başka ne
yapabiliriz? Bence bir diğer tehlikeli unsur da masa örtüleri, masa etrafında
dolanan çocuklar örtüyü çekiştirip devrilmelere neden olabiliyor. Gündelik
kullanımda masa örtüsünü kaldırabiliriz. Çaydanlık ve tencereleri, ocağın
duvara yakın gözlerine koymak da mutlaka gerekli. Çocuklar bunlara uzanmaya
çalışıp üstlerine devirebiliyorlar. Özellikle kızartma yaparken çok dikkatli
olmak lazım; yağ yanıkları, suya göre daha derin yanıklara yol açıyor. Bu
önlemlerle pek çok sıcak sıvı yanığının önüne geçebiliriz ama maalesef
çocukların eli çok çabuk ve ne kadar dikkat etsek de kaşla göz arasında
kazalara neden olabiliyorlar. Annem hep ‘çocuğu bir gözünden diğerine emanet
etmeyeceksin’ der. Oğlum Mert bile özellikle yanık konusuna çok dikkat ettiğim halde
16 ayda 2 kere yanık tehlikesi geçirdi ama neyse ki onun üzerine gelmedi.
Birinde sadece 7 aylık olmasına rağmen dışarıda kahvaltıdayken, mama
sandalyesinden uzanıp ona göre oldukça uzak olan benim çay fincanımın tabağını
çekti ve fincanı devirdi. Hepimizin ağzı açık kaldı. Bu olaydan sonra altta
tabağı olan çay bardağı veya fincanı yerine kupa kullanmanın daha güvenli
olduğuna karar verdim.
Sıcak sıvı yanığının bir diğer nedeni de,
sıcak su torbaları, tabii yetişkinlerde daha çok görüyoruz bu yanıkları ama
bahsetmeden geçmek istemedim. Ben kesinlikle evime sokmam bu torbaları, çok
tehlikeli. Patlayabiliyor, sızdırabiliyor, bununla uyuyakalınca temasa bağlı
yakabiliyor. Üstelik hem vücudunuza çok yakın hem de içindeki sıvı çok sıcak
olduğu için yaktı mı feci yakıyor. Size trajik bir öykü anlatayım; bir hemşire
arkadaşımızın kardeşi spinal anestezi ile sezeryan doğum yapıyor. Doğumdan
sonra ayakları soğuk diye kayınvalidesi ayaklarına sıcak su torbası koyuyor,
lohusa , spinal anestezi nedeniyle ayaklarını hissetmediği için her iki ayağı
da ciddi derecede yanıyor. Kadıncağız o lohusa haliyle, uzun bir yanık
tedavisiyle uğraşmak zorunda kaldı. Lütfen dikkat edin.
Gelelim bir diğer klasik yanık
öyküsüne; sobaya elini yapıştıran çocuk. Bu tür yanıklara temas yanığı diyoruz.
Tabii soba mevcudiyeti biraz sosyoekonomik durumla alakalı ama sobayla ısınma,
ülkemizde halen azımsanmayacak düzeyde ve ben kışın her iki elini sobaya
yapıştırıp avuç içleri yanan çocukları çok sık görüyorum. Ortamda etrafı
korumasız bir soba varken, hangi çocuk gidip ona ellemez ki. Bu nedenle soba
etrafı korumalık şart. Bunun hazır satılanları olduğu gibi kendi yapanlar da
var. Aşağıdaki görseli internetten buldum; düşünceli baba, bu korumalığı, sobanın
etrafından ayrılmayan 1,5 yaşındaki çocuğunu korumak için kendi yapmış. Ben çok
takdir ettim.
Bir diğer temas yanığı da daha az
görülse de; ütü. Örnek; bendeniz. Nedendir bilinmez çocuklar çok meraklı
oluyorlar ütüye, ben de yaklaşık 2 yaşındayken ütünün altına elimi sokmak
suretiyle elimin üstünü yakmışım, neyse ki ufak bir alan ama izi halen durur.
Ancak ütünün daha ciddi yanıklara da yol açtığını gördüm. Bu nedenle sıcak
ütüyü, mutlaka çocuklardan uzak tutmak lazım.
Bir de elektrik yanıkları var
tabii. Bu yanıklar, yüksek ve düşük voltajlı yaralanmalar olarak ikiye
ayrılmakta. Çocukların evde maruz kaldığı, genelde düşük voltajlı yaralanmalar.
Yaralanma, genelde açıkta olan elektrik kablosuyla temas veya kabloyu ısırma,
elektrik kaçağı olan ev aletleriyle temas ya da prizlere parmak veya iletken
bir cisim sokma şeklinde gerçekleşiyor.
Korunma çok basit; prizlere koruyucu
takmak, açıkta kablo bırakmamak (akıllı telefonların ve şarj aletlerinin
hayatımıza girmesiyle maalesef bunu çok sık yapar olduk, dikkat etmeliyiz),
prize takılı ev aletleriyle çocukları temas ettirmemek, yeterince büyüdüğünde
elektriğin tehlikeli olduğunu, uzak durması gerektiğini anlatmak.
Nasıl yandığımızdan ve korunma
yöntemlerinden bahsettik. Koruyamadık bir şekilde yandı çocuğumuz diyelim,
şimdi ne yapacağız? İlk yardım yanıkta çok önemli. Öncelikle hemen yanık alanla
temas eden giysileri çıkartıp yanık alana soğuk su tutacağız. Buz gibi soğuk
olması gerekmiyor, ılıktan biraz soğuk olması yeterli. Buz koymak da uygun
değil. En iyisi soğuk su tutmak, en az 5-10 dk bu yapmalısınız. Bunu yapmamızın
nedeni ağrıyı azaltmak değil. Amaç, oluşan termal hasarı nötralize etmek, hasarın
derinin alt tabakalarına ulaşmasını engellemeye çalışmak, yani yanık
derinliğini azaltmak. Elektrik yanığında ise ilk yapılması gereken çocuğun
elektrik kaynağı ile temasını kesmek. Kablo prizden çekilebilir veya sigorta
kapatılabilir. Eğer yapılamıyorsa tahta veya plastik gibi iletken olmayan bir
cisim yardımıyla çocuk, elektrik kaynağından uzaklaştırılmalı. Kapıldığı akımın
voltajına bağlı olarak bilinç kaybı gelişebilir, böyle bir durumda hemen 112'yi
arayıp ambulans çağırmalısınız. Eğer bilinç kaybı yoksa genel durumu iyi
gözüküyorsa yine de hemen acil servise götürmelisiniz.
Tedaviyi daha iyi anlamak için
öncelikle yanık derinliğinden bahsetmek istiyorum. Duymuşsunuzdur muhakkak 1.
derece yanık, 2. derece yanık laflarını, ama hep karışır 1.derece mi daha
kötüydü yoksa 3.derece mi? Bu konuyu biraz açalım:
1.derece yanık: Bu yanıklarda
derinin sadece en üst tabakası yanmıştır. En tipik örneği, güneş yanığıdır. Kızarıklık
ve ödem vardır, çok ağrılıdır. İz bırakmadan iyileşir. Ağrı kesici ve yanık
bölgesine nemlendirici kremler sürülmesi dışında tedavi gereksinimi yoktur.
2.derece yanık: Kendi içinde
yüzeyel ve derin olarak ikiye ayrılır. Derinin orta tabakalarına kadar yanık
oluşmuştur. Hastaneye başvuran yanık vakalarının büyük çoğunluğunda, bu
derinlikte yanık bulunmaktadır. Tipik özelliği su toplamasıdır. Su toplanması
genelde yanar yanmaz değil en az birkaç saat sonra ortaya çıkar. Yine kızarık
ve çok ağrılıdır.
Tipik bir 2. derece yanık ve su toplaması (bül) görünümü |
3.derece yanık: Derinin bütün
tabakalarının tam kat yandığı hatta deri altı dokuların da hasar görebildiği
yanıklardır. Sinir uçlarının da etkilenmesi nedeniyle ağrısız veya az
ağrılıdırlar. Bu yanıkların iyileşme sürecinde genellikle cerrahi müdahaleye
ihtiyaç duyulur.
Şimdi dönelim ilk yardıma, öncelikle
yazımda etik olmaması nedeniyle ilaç ismi vermeyeceğimi belirteyim. Yanık alana
5-10 dk soğuk su tuttuktan sonra hastaneye gidene kadar herkes tarafından
bilinen meşhur yanık merhemini sürebilirsiniz. Sadece yüz bölgesinde bu merhemi
önermiyoruz. Alternatif olarak antibiyotikli bir deri veya göz merhemi de sürebilirsiniz
(Evet göz merhemi; antibiyotikli göz merhemlerini, yara iyileşmesindeki olumlu
etkileri nedeniyle plastik cerrahide sıklıkla yara ve dikiş pansumanlarında
kullanmaktayız). Evde yapabilecekleriniz bundan ibaret, eğer su topladıysa
lütfen patlatmayın. Sonrasında acil servise götürün. Eğer kısa zamanda
götüremeyecekseniz, bahsettiğim merhemlerden sürüp gazlı bezle kapatın ve ağrı kesici şurup verin.
Milletçe çokça yandığımız için
yanık tedavisi konusunda çokça hurafemiz ve kulaktan dolma yanlış bilgilerimiz
var. Ben duyduklarımı sayayım;
geleneksel olanlar: yanığa salça,
diş macunu, tereyağı, yoğurt, yumurta akı sürme, yumurta sarısının yağını
çıkartıp sürme
modern olanlar: kantaron yağı,
zeytinyağı, ozon yağı, zart yağı, zurt yağı sürme
ve daha neler neler...
alternatif tıbba karşı değilim
ama her şeyin bir zamanı var, yanığın erken döneminde bunlar sürülmemeli. Çünkü
vücudumuzu mikroplardan korumak için bariyer görevi gören derimiz yanıyor ve bu
bölge enfeksiyona açık hale geliyor, bu aşamada sürülen bu alternatif
tedaviler, enfeksiyona neden olarak iyileşmeyi iyice geciktirebilir. Hele salça
ve diş macunu sürerseniz mevcut yanığın üstüne bir de kimyasal yanık ekleyip
yanık derinliğini daha da artırırsınız.
Acil serviste çocuğunuzu, burada
görevli doktor muayene eder. Yanık bölgesine, derinliğine ve yanık alanının
genişliğine bağlı olarak tedavisini yapıp, reçete yazarak eve de gönderebilir
veya hastanede yanıkla ilgilenen uzman hekimin değerlendirmesini de
isteyebilir. Yanık tedavisini üstlenen branş, ülkemizde hastaneler arası
değişiklik göstermekte olup bazı hastanelerde plastik cerrahi üstlenirken bazı
hastanelerde erişkinlerde genel cerrahi, çocuklarda çocuk cerrahisi bölümü, bu
tedaviyi üstlenmektedir. Ayrıca bazı hastanelerimizde yanık tedavi üniteleri ve
yanık yoğun bakımı bulunmaktadır. 3. derece yanıklar, elektrik yanıkları, geniş
yanıklar, el, yüz, genital bölge yanıkları bizim için önemli yanıklar olup
uzman hekim, değerlendirmesi sonucu hastaneye yatış kararı veya yanık tedavi
ünitesi olan bir hastaneye sevk kararı verebilir. Geniş yanıklarda, yanık
alandan sıvı kaybı olması nedeniyle damardan serum tedavisi ve başka ek
tedavilere ihtiyaç duyulmaktadır. Elektrik yanıklarında ise akıma maruziyet
sonucu, kalpte ritim bozukluğu, sinir sisteminde hasar, kas yıkımı ve buna
bağlı böbrek hasarı meydana gelebilir. Bunları incelemek için tetkikler
yapılmalıdır. Elektriğin verdiği hasar, sıklıkla derin dokularda deride görünen
yaradan daha fazla olmaktadır. Örneğin eliyle kablo tutan bir çocukta deride
ufak bir yara gözükse de derinde bulunan tendon ve sinirlerde hasar
olabilmektedir. Bu nedenle elektrik yanıklarında sıklıkla cerrahi müdahaleye
ihtiyaç duyabiliyoruz. Tipik bir öykü de kabloyu ısıran çocuk.
Çok yüzeyel
yanıklardan, dudak ve yanakta tam kat doku kayıplarına kadar sonuçları olan bir
yaralanma. Dikkat edilmesi gereken bir konu, bu yanıklarda olaydan 1-2 hafta
sonra dudak damarlarından ani kanama meydana gelebilir. Böyle bir durumda
ebeveynler, kanamayı durdurmak için dudak köşelerini, ağız içi ve dışından iki
parmakları arasında sıkıştırarak damara
bası uygulamalı ve çocuğu hastaneye götürmeli.