Annelik insana neler yaptırıyor; birkaç sene öncesine kadar ne
olduğunu bile bilmediğim kefiri şimdi evde yapar hale geldim, üstelik bir de
nasıl yapılacağını anlatıyorum😃 Bizim çocukluğumuz her şeyin hazırının,
paketlenmiş olanının makbul sayıldığı, ev yapımının hor görüldüğü bir döneme
denk geldi. Öyle ki annesi yoğun çalışan, büyükşehirde yaşayan bir çocuk olarak
ben, yoğurdun evde yapılabildiğini çok sonra öğrenmiştim. Paketlenmiş
gıdalardaki renklendirici, koruyucu, mısır şurubu vb. maddelerden bihaber
olduğumuz bu dönemde bolca tükettiğimiz paketlenmiş abur cuburların tek
zararının sivilce çıkarmak olduğunu sanardık. Günümüzde ise her şey tam tersine
dönmüş durumda; paketlenmiş gıdalar tu kaka konumunda olup özellikle
çocuklarımız için her şeyin doğalının, ev yapımının, organiğinin peşinde
koşmaktayız. Çocuk sahibi olmadan önce böyle ev yapımı, organik takıntım hiç
yoktu. Ama şu an Mert için evde yoğurt (zaten evde yoğurt mayalamayanı
dövüyorlar artık 😱), lor peyniri, kefir ve ekmek yapıyorum. Babaannemiz de
tereyağını kendisi çıkarıyor. Bir de bir inek alıp balkona koysak tam olacak
herhalde😄
Gelelim kefir meselesine; kefir, Kafkasya kökenli fermente bir süt
ürünü olup probiyotik bakteriler içeren karnabahar görünümlü kefir taneleri ile
mayalanmaktadır. Kefirin faydalarını, ihtiva ettiği probiyotikler sağlamaktadır.
Peki probiyotik nedir? Sabah programları sayesinde sağır sultanın bile duyduğu
üzere; probiyotikler kabaca, bağırsak florasında yaşayan faydalı
mikroorganizmalar olup, bağırsak florasının dengesinin, bu mikroorganizmalar
yönünde olması, özellikle sindirim ve bağışıklık sistemimizin iyi çalışması
için gereklidir. Aşırı antibiyotik kullanımı gibi durumlarda bu faydalı
bakterilerin ölüp dengenin, zararlı mikroorganizmalar yönüne kayması, antibiyotik
ishallerine yol açabilmektedir. Probiyotik gıdalar da bu faydalı
mikroorganizmaları içeren gıdalar olup kefir, bu gıdaların başında gelmektedir.
Probiyotikler bu ara çok gündemde; sezeryanla doğum nedeniyle annenin
vajinasındaki kıymetli probiyotikleri alamayan bebeklerin otoimmün
hastalıklara, allerjik hastalıklara daha yatkın olduğunu söyleyen yayınlar
mevcut. Bunun kısmen önüne geçmek için 'vaginal seeding' diye geçen bir
uygulama öne sürülmüş. Özellikle ABD'de yaygın olan bu uygulamada, bebek sezeryanla
doğumdan hemen sonra, annenin vajinasında bekletilip vajina florasında bulunan
mikroorganizmaları emmiş gazlı bezle sıvanıyor. Yalnız bu uygulamanın sonuçları
ile henüz yeterli çalışma yok bu nedenle rutin uygulanmıyor.
Kefirin ekşi ayran gibi bir tadı var. Ben ilk defa hamileyken
içtim ve hiç sevmedim. Aslında bütün süt ürünleri ile aram iyidir ama kefir,
damak tadıma uymadı. Mert, pipetle içtiği yoğurda bayılıyor. Babaannesinin
mayaladığı kefiri, ilk defa pipetle verdiğimde bir fırt çekti, beğenmedi, bir
daha içmedi. Ben de ısrarcı olmadım ve bir daha denemedim. Taa ki Mert'in ek
gıdaya başlayınca ara ara peydah olan kabızlığı, kronik bir hal alıncaya kadar.
Belki bir faydası olur diye tekrar denemeye karar verdim. Ama bu sefer bir
doktor annenin önerisiyle içebilmesi için yoğurduna karıştırdım. Üstüne biraz
da zeytinyağı ilave edip pipetle vermeye başladım. Zeytinyağını, hem kabızlık
için hem de kefirin ekşi tadını baskılasın diye ekliyorum. Bu şekilde
içebiliyor üstelik eklediğim kefir miktarını da giderek arttırdım. Hatta tek
başına kefir verdiğim bile oldu, içiyor ama bir yoğurt değil yani😊 Bu
nedenle daha fazla içsin diye yoğurtla vermeye devam ediyorum. Bu arada kefirle
hazırlanan meyveli smoothie tarzı tarifleri de denedim ama tahmin ettiğim gibi
içmedi. Çünkü Mert karışık şeyleri pek sevmiyor mesela hiç meyveli yoğurt
yemedi; meyveyi ve yoğurdu hep ayrı ayrı yemeyi tercih etti.
Ama bu canlı mayaların güvenilir olmadığını, içerdiği probiyotik
miktarının bilinemeyeceği, zararlı bakter üreyebileceğini söyleyenler de var.
Kültür ortamında üretilen kefir mayalarının, probiyotik içeriği daha garanti
gibi; endanem ve bizim markaları, önerilen kefir mayaları arasında, büyük
marketlerde varmış. Bunun dışında facebookta kefir mayalarını paylaşan kefir
kardeşliği diye bir kapalı grup da var.
Kefir mayalamak, komplike bir işlem izlenimi verse de aslında yoğurt
mayalamaktan çok daha kolay. Bir kere sütün sıcaklığı, çok önemli değil
mayalama için yaklaşık 25 derece gibi bir oda sıcaklığında olması
yeterli. Ben pastörize günlük süt kullanıyorum ve buzdolabından çıkarıp bir cam
kavanoza koyarak oda sıcaklığına gelmesini bekliyorum. Eğer çiğ süt
kullanıyorsanız mutlaka önce en az 10 dk kadar kaynatın. Bu sıralar sütü
kaynatmayın, besin değeri düşer geyikleri dönüyor. Ama işin ucunda brusella
olmak varken sütün besin değerinin düşmesi, bana çok daha önemsiz görünüyor
(Çiğ sütün yeterince veya hiç kaynatılmadan bolca tüketildiği küçük şehir ve
köylerimizde brusellanın halen oldukça yaygın olduğunu belirtmek isterim).
Evet sütümüz oda sıcaklığına gelince kefir mayasını, metal olmayan bir
kaşıkla (ben tahta kaşık kullanıyorum) sütün olduğu kavanoza ekleyip hafifçe
karıştırıyoruz. Kefir mayasına metal değmemesi gerekiyor. Bu, kefir mayalamanın en önemli hususlarından biri.
Sonra kavanozun ağzına hava alabilmesi için kapağı
yerine bir havlu kağıt örtüp lastikle tutturuyoruz. Kavanozu ışık görmeyen bir
dolaba kaldırıyoruz.
Yoğurt mayalamadaki gibi üstünü sarmamıza falan gerek
yok. 24 saat sonra kefir hazır oluyor. Mayalanmanın tamamlandığını, fotoğrafta
görüldüğü gibi kefir tanelerinin yüzeye çıkmasından anlayabilirsiniz.
Eğer unutup 24 saatten fazla tuttuysanız da sıkıntı
yok sadece tadı daha ekşi oluyor. Kefirin ayranla yoğurt arası bir kıvamı var,
boza kıvamı diyebiliriz. Kavanozu açtıktan sonra plastik bir süzgeçten
süzüyoruz, kefirimiz artık içime hazır.
Süzgeçte kalan kefir mayalarını ise içme suyuyla yıkıyoruz ve küçük bir cam kavanoza alıyoruz.
Kefir mayalarını, bazıları üzerini geçecek
kadar süt, bazıları da içme suyu koyarak buzdolabında saklıyormuş. Ben
kayınvalidemden öğrendiğimi yapıyorum; üzerini geçecek kadar içme suyu koyup
yarım saat kadar beklettikten sonra tekrar süzüp aynı cam kavanoza alıyorum, su
veya süt ilave etmeden buzdolabında saklıyorum.
Bu yöntemle şimdiye kadar kefirimin tutmadığı hiç olmadı ve mayam hep
çoğaldı. Eğer bitince tekrar kefir yapacaksam buzdolabında saklıyorum ama
seyahate falan çıkıp bir süre yapmayacaksam derin dondurucuya alıyorum.
Kefir mayalarımız, her mayalamadan sonra biraz çoğalıyor, yeterince
çoğalınca bölüp bir yakınınıza verebilirsiniz ya da derin dondurucuda
saklayabilirsiniz.
İşte kefir mayalamak, bu kadar basit. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bol
probiyotikli günler😉